İşe Yarayan Küçük Bilgiler – 4
Geçen blogumda “Kullandığımız sabunu cildimiz emer. Ağırlıklı olarak kimyasal içeriyorsa zarar, zeytinyağı içeriyorsa yarar biriktiririz. Bunu hem her gün yaparız hem de yıllarca yaparız.” dedim ve sonra da “Sık tekrarlanan küçük işlerin birikmesinden büyük sonuçlar doğar.” diye ekledim. Ne var ki, 100 gramlık iyi markaların kimyasal ağırlıklı sabunları 25 lirayken, zeytinyağı ağırlıklı sabunları 125 lira, yani beş misli daha pahalı.
İşe Yarayan Küçük Bilgiler – 3
Dünyadaki büyük işlerin en büyüğü sağlık işidir. Bu da yüz küçük işten oluşur. Farkına vararak veya varmayarak verdiğimiz yüzlerce sağlık kararı vardır. Bazılarını hayat bize dayatır, bazılarını aklımızla seçeriz. Seçimlerimizin bir çoğunu her gün tekrarlarız. Derken yıllar geçer ve biz sağlığımızı güçlendiren ve zayıflatan mini kararlarımızın sonucu olan bir bedenin sahibi oluruz.
İşe Yarayan Küçük Bilgiler – 2
dünyada en çok zeytin yiyen millet olduğumuzu yazdım. İlginçtir ama zeytinyağı tüketiminde komşu Akdeniz ülkeleri bizim on mislimizi kullanıyor: Biz yılda iki buçuk, fakir Yunan 20 litre! Bu büyük farkın sebebini araştırmak kendimizi tanımamıza yardımcı olacaktır.
İşe Yarayan Küçük Bilgiler – 1
Büyük iş enderken küçük iş çoktur; günlerimiz onlarla doludur. Bu küçük işlerimizi de küçük bilgilerin yardımıyla hallederiz. Zaten büyük iş yoktur çünkü büyük iş dediğimiz aslında sadece birçok küçük işin bir araya gelmesidir.
Dış Politikada Amerika + İngiltere + Avrupa ve Biz
Dış politika serisini burada kapatırken affınıza sığınarak tekrar edeyim:
İç politikada hata sadece gelişmeyi yavaşlatırken, dış politikada hata ölümcül olabilir.
Dış politikada en tehlikeli hata birey veya bazı birey gruplarının çıkarlarının toplum çıkarlarının önüne geçmesinden doğar.
Dış Politikada Yunanistan – İran – Rusya
Bu hafta dış politikaya dair yorumlarım, Yunanistan-İran-Rusya üzerine yoğunlaştı. Üç ülkeyi de ayrı ayrı yorumladım.
İnsanların Düşünce Yapısındaki İlk Büyük Ayrışma Tanrının Tek Olduğu Gerçeği Yayılınca Başladı
Tek tanrılı dinleri benimseyenlerin dünyaya bakışı farklıdır ve bu yüzden günlük kararlarda öncelikleri başkadır. “Tanrının var olduğunu nereden biliyorsun?” diyenlere eskiden “Var olmadığını sen nereden biliyorsun?” derdim. Şimdi etrafımdaki çok okumuşlar bollaştığı için “Din insanları, O’nu bize gösteremediler ama matematikçiler bunu yakında hallederler.” dediğimde bu yaklaşımım düşündürücü oluyor.
Politika, Çıkar Hesabını Doğru Yapmaktır
Politikada bir seçim dönemi kısa vade olarak kabul edilir, yani 4-5 yıl ve orta vade iki seçim dönemidir, yani 8-10 yıl. Bundan daha uzun hesap yapabilene artık politikacı değil devlet adamı deniyor. Seçmen için de benzer bir durum var: Bir dönemlik düşünen sıradan bir vatandaştır, ertesi dönemi de düşünerek oy veren seçmen sorumlu bir vatandaştır. 8-10 yıldan da ötesini hesaplamaya çalışan seçmen bir entelektüeldir.
İlerde Ne Olacağını Kestirebilmek İçin Memleketin Dış Politikasına Bakarız, Esas Odur
İç politika çerezdir. Çocukken sokakta oynardık ve akşam, annemiz çağırınca bütün kavgaları bırakıp yemeğe koşardık. Sokak hayatımız iç politika, annenin sesi dış politikadır.
Ey, Seçmen! Önce Amerika’nın Desteklediği Aday Hangisidir Onu Bul ve Oyunu Sonra Kullan!
“Ortaya Karışık” yemek istemek hoş bir Türk adetidir. İster salata ister kebap ama karışık! Amerika politikamız bence öyle, içinde yok yok: Silahlar susmuyor. Ekonomik yaptırımlar, ambargolar, çifte standartlar sıradan olaylar. Diplomaside denenmemiş yöntem kalmadı. İstihbarat teşkilatımızın iş birlikçileri temizleme işi bitmiyor.