Vatana Dönüş

İki türlü vatana dönüş olabilir: Hasretle veya korkuyla. Memleketlerine koşarak dönen Suriyelilerin heyecanını televizyonda seyretmeye bayılıyorum. Yıllar sonra sevdiklerine kavuşacak ve sarılarak “Dünya gözüyle seni tekrar görmekten umudumu kesmiştim,” diyecek ve gözleri yaşaracak, diye hayal ediyorum.

Ben de ülkemden kaçmak zorunda kalanlardanım. Dokuz yıl sonra döndüğümde yanımda polis vardı ve medya muhabirleri bileklerimdeki kelepçeyi görüntüleyebilmek için birbirini eziyordu. Sevdiklerime sarılamadım çünkü önce yargıç hanımdan hangi cezaevine gönderileceğimi öğrenmeliydim. Mahkeme kapısında beni bekleyenler arasındaki uzun boylu genç kim diye sonradan sorduğumda “Küçük oğlun Fuad’ı tanıyamadın ha, çok boy atmış, değil mi?” dediler.

Yıllar sonra eve dönebilen Suriyelilerin kalbinde vatan korkusu değil vatan hasreti var ve özellikle yaşlılarda bu duygu bütün güzelliğiyle dışa vuruyor.

İnsanlar arası sınıflandırmada ‘sığınmacı’ en alttadır. Eskiden orada köleler vardı. Bizim sığınmacılarımızın ama boyunları bükük değil çünkü zaferle dönüyorlar, Bir Kurtuluş Savaşı verdiler ve zaferlerini sevdiklerinin kanıyla ödediler. Hayatta kalanların artık başı dik. Düştükleri yerden tekrar ayağa kalkabildiler. Zor iştir, aferin onlara!

Ne hoş değil mi?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.