Lakerda

Ben kahvaltı etmem ve öğlen de bir salata yerim. Mevsimine göre salatalarım ve içine koyduklarım değişir. Şimdi lakerda zamanı! Lakerda, torik balığını tuzlu suda bekleterek yapılır. Herkes evde zeytin salamurası yapar ama lakerda ince bir iştir, ustalık ister.

Lakerda, işini bilen rakıcıların mezesidir. Ben içkiyi 35 yıl önce bıraktım. Alkol güç verir, cesaret verir, hatta bolca mutluluk bile verir. Ne var ki, birçok bilinen mahsuruna ek olarak bir de ertesi sabah insanı karamsar, hatta depresif yapar. 90’ların başında çok zor günler geçirdiğimde ve hayat mücadelesinde gücümün yetmediğini fark ettiğimde, anneme danıştım. “İçkiyi kökünden kes, dayanıklılığın artar.” dedi. İki doktora sordum. Biri “Tıbben kesin olarak kanıtlanmıştır ki, içki irade ve dolayısıyla mücadele gücünü zayıflatır.” diğeri de “İstatistiki olarak intiharlar en çok içkili gecelerden sonra gelen bunalım sırasıda yapılırmış.” dedi.

Annem bir akşam bana uğradığında “Bak alkolsüz bira içiyorum.” dediğimde “Kökünden kes demedim mi, şeytanla köşe kapmaca mı oynuyorsun?” dedi. 54 yaşındaydım ve annemin azarı beni deldi geçti. Ne yapalım, ben de lakerdayı artık rakıyla akşam değil, çayla sabah yiyorum.
Lakerda palamuttan da yapılır ama iyisi palamudun büyüğü olan torikten olur. Palamut akını nedir bilmeyenler, bir görene veya en azından duymuş olana sorsunlar. Değer! Ben kendi hesabıma bunu görmeden ölmeyeceğime seviniyorum.

Palamut; Karadeniz’den öyle bir akardı ki, Boğaz’ın daraldığı Kandilli ve Arnavutköy’de (Akıntı Burnu) suyun akışı hızlanınca ve arkadan gelen yüz binlerce palamut öndekileri sıkıştırınca balık denizden taşar, sahile çıkardı. Evet, sıkışan balık karaya sıçrardı. Kandilli ve Arnavutköy’de arabalara doldurulur, mahallelerde komşulara dağıtılırdı. Bu bolluk yüzündendir ki, hâlâ bazen palamutun “Çifti şu kadar lira!” diye satıldığı duyulur.

İspanya’nın ve Portekiz’in okyanusa bakan sahilinde de palamut bazen akıntı, rüzgar ve dalga tarafından sıkıştırılıp karaya vururmuş. Eskiden tabii… İnsan az, hayvan bolken. O zaman halk; tuzlar, fıçılara doldurur ve bütün yıl lakerda yiyerek protein ihtiyaçlarını giderirmiş… Biz de torikten lakerda yapma adetini İspanya ve Portekiz’den gelenlerden öğrendik.
Lakerda onların dilindeki “La Querida” dan gelir ve sevgili veya sevilen anlamına gelir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.