Ömür, sağlıklı olarak uzarsa insanlığın hangi iki büyük belası daha da büyür?

Ömür uzayınca dedemin dedesi, ben ve torunlarım hayatta olacağız veya TORUNLARIMIN TORUNLARI ETRAFTA DOLAŞACAKLAR. BEŞ KUŞAK! Torunlarımın torunları, bana bakıp ne düşünecekler? Söylemeye korkuyorum. Benden bahsederken en küçük torun ne der acaba? Dede olmaz çünkü üç dedesi var? Küçük dede, orta dede ve büyük dede olabilir. 

Daha da büyüyecek iki büyük belamız hangileridir, merak ediyorsunuzdur. ‘‘Bütün bu yaşlılara kim bakacak?’’ diye kaygılanmıyorum, evet bu bir sorundur ama büyük bir sorun değildir. Matematiksel olarak Sağlık ve Emeklilik kurumları iflas eder ve dünya acıklı bir kargaşalığa kayacaktır, diye görünse de bence böyle bir rezalet yaşamayız çünkü insanı 150 yaşına kadar yaşatabilen teknoloji, onun bakımını de başarır. Teknoloji dedik de ‘‘Gençler azalınca bedensel işleri kim yapacak?’‘ diye de korkmuyorum: Robot teknolojisi bu işe yarayacak işte. Japonya, en yaşlı ülkelerden biridir ve robot teknolojisine en erken yönelen ülke oluşu da rastlantı değildir.

Bu konuda tuhaf bir düşüncemi daha söyleyeyim: Dünya nüfusunun yaşlanması sonucunda kalabalık artıyor ve bu da çevre kirlenmesi, gıda ve enerji sorunlarını ortaya çıkartacaktır. Matematiksel olarak bu böyledir ama dostum Çetin Altan’ın dediği gibi ‘‘Enseyi karartmayalım!’‘ çünkü YAŞLILAR, GENÇLERDEN DAHA AZ TÜKETİRLER VE BÖYLECE DÜNYAMIZA DAHA AZ YÜK OLURLAR. İlaç hariç her şey: gıda, enerji, giyim, seyahat, eğitim, eğlence vs. Almanlar, bizimle aynı nüfusa sahip olsalar da daha yaşlı oldukları için onların üniversitelerinde bir milyon, bizde beş milyon öğrenci vardır. Ekonomik faaliyetin bir göstergesi olan müteahhit adedi, bizde onlardan on misli daha yüksektir. Yani yaşlanmanın ilginç birkaç sorun azaltıcı tarafları da vardır. Bu tespit üzerine bazı iyimser okuyucularımın aklına yaşlıların daha az kavgacı, daha sabırlı, daha anlayışlı, daha az hırslı falan olacakları için savaş tehlikesinin azalacağı geliyordur. Nerdeee! Üzgünüm ama ben tam tersini gördüm. Milyonlarca insan tanımadım ama gördüğüm kadarıyla yaşlandıkça hırslarımız, pişmanlıklarımız, doyumsuzluklarımız, intikamcılığımız ve bencilliğimiz gibi kötü duygularımız pek durulmuyor. Yani, yaşlı bilge kişi sadece efsanelerde varmış ve yaşlanan dünya nüfusunda savaş riski aksine artacakmış gibi geliyor bana.

Yazımın başında, insanoğlunun mücadele ettiği hangi iki büyük belanın nüfus yaşlanması sonucu daha da büyüyeceğini konuşacağımızı söylemiştim ama isimlerini söylemeye ancak zamanımız kaldı: REKABET ve GELİR DAĞILIMINDAKİ ADALETSİZLİK. Bu iki derdin neden ağırlaşacağını irdelemeyi aceleye getirmeyelim, gelecek yazıma bırakalım derim.  Beş kuşak bir arada yaşayacak! Bunu salim kafayla düşünmeye değer.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.