Filozof işe yarar mı?

“Siz filozof musunuz, Halil Bey?”
Emin değilim. Usta olmak isteyen, çırak olarak başlar. Mühendis olmadan önce de her yaz tatilinde fabrikada çıraklık yaptım: tesviye, torna, freze, su ve buhar tesisatı, marangoz, dökümhane, makine tamiri, zaman etüdü ve daha neler neler. Diyelim ki filozof çırağıyım.
“Felsefe dersinde gördüğümüz filozoflara pek benzemiyorsunuz.”
Ben filozof olmaya çalışan bir mühendisim, belki ondandır.
“Hem matematikçi hem filozof olan var mı? Bu iki alan birbirinin tersiymiş gibi geliyor bana. Matematik somut ve kesinken, felsefede her şey tartışma götürür.”
Bildiğim birkaç kişi var: Pascal, Descartes, Leibnitz, Wittgenstein ve Russel adlı filozoflar aynı zamanda ünlü matematikçilerdendiler.
“Matematik bilmeyenler adil olamaz, diyorsunuz; bu ağır bir iddiadır. Diğer taraftan düşünüyorum da, yeni bir şey söylemiş olmuyorsunuz çünkü hepimiz biliriz ki, hesap yapmadan hüküm veren duygusal davranacaktır. Duygusal davrananların ise haksızlık yaptıkları kabul edilir.”
Yani ‘Matematik bilmeyen adil olamaz,’ kuralını zaten biliyormuşsun ama bildiğini farkında değilmişsin, ilginç değil mi?
“Evet, öyle görünüyor. Neyse, gelelim ikinci cümlenize; o da tuhaf: Vicdan ve matematik eşit değerdedir, dediniz. Vicdanla matematiği nasıl kıyaslayabildiniz, hayret ediyorum. Sizin gözünüzde matematik hem felsefeyle hem vicdanla kardeştir demek! Bunun da açıklamasını duymak isterdim, valla.”
Tamam. Diyelim ki, doğru hesapladın ama çıkan sonuç işine gelmedi. Matematik sana adil olanı gösterdi ama çıkarın sana adil olanı yapmamayı emretti. İşte burada vicdan devreye girer. Örnek vermeme gerek yok çünkü matematik/adalet/vicdan üçlüsünün çekişmeleri herkesin başına bol bol geliyordur.
“Peki sizce filozoflar işe yarar mı, felsefe işe yarar mı?
Kötü bir sual çünkü fazla genel. Şöyle sor: Ne kadar matematik bilgisi adil olmak için yeterlidir?
“Evet, evet, söyleyin bakalım ne kadar matematik hayatımızı kurtarır?”
Çok kolay: Yüzde hesabı yapmasını biliyor musun ve bu bilgini rahatça kullanıyor musun? Yüzde hesabı yapamayan, bir kumarhanede yaşıyor demektir.
“Anladım. Peki ya vicdan?”
Vicdan adil olma konusunda matematiğin yerini almaz. Vicdanla matematik eşit değerdedir ama kesinlikle birbirinin yerini alamazlar.
“Sonuçta ‘yüzde hesabı’ yapmayanın veya yapamayanın daha çok hak yiyeceğini iddia ediyorsunuz. Bana biraz abartılı gibi geliyor. Bize öğretilen ise hak yemenin bir ahlaksızlık olduğudur. Vicdan, dürüstlük, merhamet, alçak gönüllülük veya saygı gibi erdemlere sahip olmanın önemli olduğudur. Oysa siz, bir cehalet türü olan yüzde hesabı yapmamanın da ahlaksızlık kadar hak yenmesine sebep olduğunu ileri sürüyorsunuz.”
Evet öyle! Gelecek yazımda hayattan birkaç örnek veririm, tamam mı?