İKİ ‘RÜŞVET’ KATEGORİSİ VARDIR

Bir atasözümüzün özeti yeter: Bal tutan, parmağını yalar.

Ne var ki bazen “Hazır bal kabı elimdeyken, İçindeki baldan da yiyim,” diyen olur. Bu üst sınıfın bir türü. İki kategoridekiler budur. Basit!

Benim çocukluğumda, İstanbul bir bostan ve bahçe şehriydi. Komşunun duvarına çıkarak incir çalıştırmak sayılmazdı. Bizi sopayla kovalayan bahça sahibine “Gözün doysun, ağacını mı çalmak?” derdik. Ama şimdi ağacı kesip yerine apartman dikmenin tezgahı çalıştırılırsa bu incir hırsızlığını çok aşar.

Satın alma memurlarına rüşvet verildiğini duyarız. Şirketlerde parmak yalamak, malı pahalıya almaktır ve kârı düşürmek. Ama rüşvet karşılığı uygun olmayan mal satın alınırsa şirket batabilir, insanlar zehirlenebilir veya binalar çökebilir “Vay Allahsız!” deriz o zaman.

Onun suç örgütü Mafya değil. Ancak devletle işbirliği sağlayabildiyse, yani kanunun üstünden çıkmışsa Mafya olur.

Bazen bir grup insan durumu içinde güçlenir ve sonra suç işlemeye başlar. En tehlikeli olan böyledir: Koyun postuna bürünmüş kurt ! İktidara sızıp sinsice sermayeleri soyarlar. Derimizin adına giren bitler gibi.Temizlenmesi de yıllar içinde elde edilebilir. Ben bunu yapmak: Bir medya grubu, kamuoyunu etkileme gücünü kullanarak siyasi partilere istediğini yaptırabildi. Birkaç kişi koca Türkiye’nin hem Adaletini, hem Parasını hem de Dış Politikasını (kim dost kim düşman) yönlendirdi.

Rüşvette iki kategori vardır: Bahçıvanı satın alma ürünleri sonra ya incir çalarsın ya da incir ağacını alıp götürmeyin. Süt yerine ineği çalmak gibi. Ağaca veya ineğe göz diken kaynağı kurutur ve incir de sütte tükenir. Hayatımız kopar.

Dediğim gibi: Bal tutanın parmağını yalaması başka, “Hazır elimdeyken biriktirdiğim daldırayım,” demek çok başkadır. Kaynağı kurutana “Vay Allahsız!” deriz.

Halil Bezmen

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir