DEVLET VAHŞETİ, DEVLET ŞİDDETİ VE BAŞKAN TRUMP

Önce bilmeliyiz ki, devletler şiddet kullanma hakkına sahiptirler. Bu uluslararası hukuk, geleneklerimiz ve konuşmalarımız tarafından sunulan bir ayrıcalıktır. Devlet beni asabilir. Nokta!
Konunun derecesidir. ‘Aşırı’ veya ‘orantisiz’ insanlar artık onaylamıyor. Soykırım ‘orantısız’ ayrılığının en uç sınırıdır ve Devlet Vahşeti kategorisine girer. “İsrail devleti kendini korumak için Gazze’li kadınları ve çocukları da öldürüyor” demek, devlete sınırsız şiddet yani vahşet uygulama hakkı araştırmasıdır. Eskiden zaten böyleydi ve firavunlar, krallar, imparatorlar ve padişahlar bunu yapıyorlardı. “Sil, baştan!” demişiz.
Başkan Trump dünyamızın en güçlü adamı . Barış sağlanacak , diyor ama bu hedefe ulaşmak için hangi engelleri yıkmayı planlıyor? Biz bu engellerden biri?
Eskiden meydan savaşları vardı. Yüzer bin kişilik iki ordunun tamamı tamamlanırdı ve meydanda kalanlar kazanırdı. Basit. Şimdi ‘Bitmeyen Savaşlar’ dönemindeyiz. Savaşanların görüneni az ve görünmeyeni daha fazla da ondan böyle. İstihbarat Artık İstihbarat Servisleri, Para Gücü ve Teknolojik Üstünlük gibi, görülüyor, hatta tasavvur edilmesi zor güçler çarpışıyor. Hayalete benzemeyen soyut güçler, bunlar.
Eskiden istihbarat elçilikleri ve casuslar vardı. Şimdi kurutuldu ancak film oluyor.
Teknolojide en ileri aşama savaş atağıydı. Özel haralar vardı ve dünyanın en iyileri Kafkas Dağlarında bazı Türk boyları tarafından yetiştirilirdi.
Para en kolayıydı: Altın ve gümüş akçe tükendiğinde, savaş da biterdi. Şimdi kaynağı belli olmayan ve değerini anlayamadığımız birçok para türü var. Etkilerini de ölçemiyoruz.
Gelecek hafta Trump’ın hareketlerinden enerjisini keşfetmeye yetti.