Kötülüğün Matematiği
MATEMATİK BİLMEYENLER isteseler de ADİL OLAMAZLAR. Bu fazla sert bir iddia oldu; biraz yumuşatarak: “Yüzde hesabı yapamayanların adil olmaları zordur,” demem daha doğru olur. Adil olmamanın diğer bir adı ahlaksızlıktır. Ahlaksızlık tehlikeli bir iş olduğundan, sağlayacağı yararın, ceza riskinden fazla olması gerekir. Yani ahlaksızlık bir vicdan meselesi midir, tartışabiliriz ama bir hesap meselesi olduğundan eminim. Her ahlaksızlığa soyunanın doğru hesap yapmayı bilmesi şarttır.
Aslında bütün ahlaksızlıklar kârlıdır. Üstelik yapması kolaydır. Bedava olanları bile vardır ama çoğunun bir bedeli vardır. Bazılarının hatta çok ağır bir bedeli olduğu bilinir. Ağır bedele rağmen o haltı yeriz çünkü nimet külfet kıyaslamasında kazancını bedelinden daha yüksek buluruz. Bir zaman sonra bedel ödeme günü gelir ve pişmanlık denilen insan icadı devreye girer. Evet, doğada hiçbir canlının pişman olduğuna rastlanmaz.
Hoppala: Baştaki iddiamın aksini söyledim şimdi. Hani ahlaksızlık kârlıydı? Evet kârlıdır; ağır bir bedel ödesek bile kârlıdır çünkü bedel hemen ödenmiyor. “Günahının tadını hemen çıkarmaya başla, ödemeyi sonra yaparsın!” durumu var burada. Hemen ve sonra farkı! Taksitle satın almak gibi. Yediğimiz haltın adı suç, günah, ayıp veya sadece hata bile olsa, başta hep bedavadır. Ödeme tarihi ise ileridedir.
Adaletsizlik yapmak veya ahlaksızlık yapmak veya kötülük yapmak! Bunların hepsi sonunda hak yemek denilen rezilliğe götürür. Matematik bilen hak yemenin başta kârlı, neşeli, zevkli ve kolay ama sonra pahalı, can yakıcı ve ömür tüketici olacağını hesaplayabilir. Herkes hesaplayabilir: Kendinize sadece üç basit sual soracaksınız, o kadar.
- Birinci soru: Bu pisliği yaparsam kazançlı çıkma şansım yüzde 50 den az mı, çok mu?
- İkinci soru: İş ters giderse bedelini ödeyebilir miyim?
- Üçüncü soru: Diyelim ki ödedim, yeni durumu kaldırabilir miyim?
Birinci soru kolay: At kafadan. İkincisi de kolay: Paran yeter mi, eşin seni terk ederse başa çıkabilir misin, birkaç yıl hapis yatacak gücün var mı, filan? Üçüncü soruyu daha dikkatle tartmalısınız: Bir ve ikiyi yapabilirim dedikten sonra ‘Sonuçlarına dayanabilir miyim,’ diye iyice düşünmelisiniz. Eşinizin sizi terk etmesini diyelim ki göğüsleyebildiniz. Ya kızınız size ‘Senden utanıyorum, baba,’ derse? Bu sizi çökertebilir. Düşmenin acıları kalbinizin ve beyninizin derinlerine inerek sizi başka bir insan haline getirebilir. Bunu düşmeden önce gözümüzde canlandırmak zordur. Örneğin şeref kaybı. Bazısı ‘Bu da geçer,’ der ama bazısı da ‘Ben şerefiyle oynanacak adam değilim,’ der ve sessizce kendini yok eder.
Adil olmamak, yani hak yemek çok kârlıdır ama devamlı düşman yarattığı için sürdürülebilir bir yöntem değildir. Dünyada doğuştan haydut olanlar vardır, bir tek onlar uzun süre hak yiyerek yaşayabilirler. Haydutluk zor bir meslektir ve özel yetenekler gerektirir. Bu profesyonel haydutlar ya hiç görünmeden ya da en yukarıdaki politikacıların ve iş insanlarının arasında yaşarlar. Sıradan insanlar ise, haydutluğu yüzlerine gözlerine bulaştırırlar. Hapishaneler hesap yapmasını beceremeyen bu amatör haydutlar için inşa edilmektedir.
Çizgi: Turhan Selçuk