BÜYÜK BALIK KÜÇÜK BALIĞI YER AMA BİZ BALIK DEĞİLİZ Kİ.

Bugünkü Çin’in kurucusu Mao Zedong’a ölmeden birkaç yıl önce “Tarih açısından Fransız Devrimi ve onunla başlayan İnsan Hakları konusunda görüşünüz nedir?” diye sormuşlar. “Aradan sadece 200 yıl geçmişken karar vermek yanlış olur. Gazetecilerin elindeki bu konunun olgunlaşıp tarihçilerin alanında incelenmesi için biraz daha beklemeliyiz,” demiş.

 Bunu öğrendiğimde “Gözün doysun, 200 yıl az mıdır?” diye düşünmüştüm.

Bugün görüyorum ki 236 yıl gerçekten yetmemiş çünkü birçok güçlü devlet siyonist İsrail’in İnsan Hakları’yla alay etmesini ya destekliyor ya da görmezden geliyor.

İnsan Hakları denilen büyük laf aslında sade bir anlatımla ‘Küçük balığın büyük balık tarafından yenilmeme hakkıdır.’

Bu hak bir insan icadıdır, doğada geçerliliği yoktur. Bu yüzden de insanlık tarafından düşünülmesi binlerce yıl sürmüştür ve kabul görüp göremeyeceği şüphelidir. Dünyamız, kurulalı beri gücüne güvenen sefere çıkar, işgal eder,  ganimet ve haraç toplar, köleleştirir ve sömürür. Hazineyi doldurma hedefi meşru bir hedeftir. Çocuktu, kadındı, sivildi, bunlar 236 yıldır yeni yeni masaya gelmekteler. Güçlünün güçsüze saldırmasını önlemek yeni bir icattır!  Güçlü bunu hep hak görmüştür: Aynen büyük balığın küçük balığı yemesi gibi.

Şimdilerde bu milyar yıllık doğa kanununa ‘insan hakları’ adında sınırlamalar getirmek istiyoruz. Ne var ki doğa kanunlarını hiçe sayan olaylara mucize denir ve mucizeler zor gerçekleşirler. Bu yüzden Gazze’de güçlünün güçsüzü ezme hakkı artık yoktur. Bizi balıklardan ayıracak olan bu insanlık devriminin gerçekleşmesine ciddi katkısı olan Türkiye’nin vatandaşı olmakla gurur duyduğum, sanırım belli oluyor.

İsrail Devletine gelince, bu anlayışla devam ederse muhtemelen sonu çok kötü olacaktır.

Kimsenin aptal olmadığına inanan biriyimdir. Yahudi toplumu, boyuna göre dünyanın en yüksek beyin sermayesine ve de para gücüne sahip topluluktur. İsraillilerin de benim kadar aklı vardır diyorum ve yakında çıkmaz yolda olduklarını kabulleneceklerdir diye düşünüyorum. İstediklerini kavgayla değil, işbirliği yaparak elde edebileceklerini anlayıp ceza ödemeye de başlayacaklardır. Bu iş yıllar alacaktır ama kesinlikle olacaktır. Neden mi kesinlikle? Çünkü hatanın, suçun ve günahın bedeli mutlaka ödenir. Bu milyar yıllık bir doğa kanunudur da ondan.

Halil Bezmen

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir