Ege’nin Şifalı Otları ve Alman Dostluğu
On yedinci yüzyılda yazılmış bir seyahatname okumuştum. İzmir’e gelen bir Alman tüccar, halı satın almak için Ege bölgesini dolaşıyordu ve bizim göçebe halılarımıza hayran oluyordu. “Halıyı düyaya İranlılar satıyor ama esas halı Anadolu’da. Ne var ki dünya bunu bilmiyor. Sebebi çok basit: İranlı binlerce yılın ustalaşmış tüccarı, halıyı esas satmak için yapıyor. Üretimi de finansmanını da pazarlamasını da kurumlaştırmış. Anadolu ise onu evinde, camiinde ve çadırlarında kendisi kullanmak için üretiyor. Çeyizlerin en çok emek verilen parçasıdır. Sevdiğinle beraber kullanmak için dokunan halının doğallığı hemen fark edilir. Siparş üzerine çalışmayan kızın çalışma tarzındaki doğaçlama renklere ve desenlere bir canlılık katar. Oysa satmak için yapılan halının kusursuzluğu ona mekanik bir donukluk verir.”
Bunu yazan Alman başka bir bölümde “Ege Bölgesi kurak. Bizde bütün yıl yağan yağmur sayesinde her taraftan ot fışkırır ve büyük baş hayvan evin yanında kendi başın büyür. Burada ancak keçi gibi çok zeki bir hayvan karnınını doyurmayı becerebiliyor. İnsanlar aç, ot yiyorlar ancak ot toplayarak karınlarını doyurabiliyorlar.” diyor. Alman halıdan çok iyi anlyor ama Egelilerin aç oldukları için ot yediklerini sanmasına şaşmamak lazım. Kendisi etin ucuz olduğu yerde yaşardığından ot toplamanın külfetine ancak açlık sebebiyle katlanılabileceğini düşünmüş. Oysa Egeliyi bir tanısa, görecek ki o ehlikeyif bir insandır ve bir külfete katlanıyorsa bunu ancak keyfini arttırmak için yapar. Rahatını bozmama uğruna ne fedakarlıklara razı olur, o da benim gibi şaşardı. Alman; Ege’nin muhteşem otlarının, kendi memleketinde ineklerin yediği otlara benzemeyen cennet gıdası olduğunu fark etmemiş olmalı.
Almanlar, Avrupa’da savaşmadığımız ender ülkelerden biridir. Üstelik müttefikimiz olarak omuz omuza birlikte dövüştüğümüz tek millettir. Tarihte bu istisnai durumlar enderdir ve bu yüzden değerlidirler. Yarın öbür gün koşullar değişir ve bizimle onların çıkarları tekrar örtüşebilir. Bana sorarsanız biz şimdiden gizli müttefikiz. Belki gösterilmiyor, belki henüz farkında değiliz. Aman kimseye söylemeyin, ABD buna çok kızar ve ikimize de cezalandırır. Bekleyelim. Sabrımız eğer ‘boyun eğen’ türden değil de ‘planlı sabır’ türünden ise çok etkili bir politikadır.