Şiddet ve korku

KORKUYLA ŞİDDET BAĞLANTILIDIR. Şiddet korku yaratır denir. Doğrudur ama önemsizdir. Önemli olan tersidir yani şiddetin korku tarafından yaratıldığıdır. Şiddetin sebepleri arasında en yaygın olan korkudur. Söylemeye gerek var mı? En yaygın korku Elindekini Kaybetme Korkusudur. Örneğin sevdiğin birini!

TEMEL Kural No 1. ŞİDDET HER YERDEDİR. ŞİDDETTİN OLMADIĞI YER YOKTUR.  

TEMEL Kural No 2. ŞİDDETİN TEKELİ DEVLETİN ELİNDEDİR VE KENDİ DIŞINDA KİMSENİN ŞİDDET KULLANMASINA İZİN VERMEZ.

Baskı şiddettir. Zorlama şiddettir. İstemediğimiz, bizi rahatsız eden veya gönülsüz yaptığımız her şeyde az veya çok şiddet vardır. Hangi şiddet türünün zararlı veya yararlı olduğuna da devlet karar verir. Büyük Millet Meclisi çıkardığı kanunlar vasıtasıyla bunu sağlar. Bütün devlet kurumları da (Hükümet, mahkemeler, polis, ordu, Diyanet, gümrük, eğitim, hastane vesaire ) vatandaşların katlanacağı şiddetin bu kanunların koyduğu sınırların içinde kalmasına çalışırlar.

Ben çocuklarıma hiç sert davranamadım, hep çok mutluydular. Babamın katılığı mı, benim şefkatim mi daha doğruydu, hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Annemin babası “Zengin çocuklarına iyilik yapacaksak, onların canını yakmalıyız,” sözünü sık sık tekrarlardı. Babamın babasından kendim duymadım ama o da zengin çocuklarına sertlik taraftarıymış. Amcam yeni kurulan Mensucat Santral Fabrikasında (1929) günlerdir on sekiz saat çalıştığını ve bazen orada iplik çuvallarının üzerinde uyuduğundan yorgun olduğunu annesine söylemiş. Babaannem de kocasına aktarınca Halil Ali “Ne yani, itin ayağını taştan mı sakınacağız?” demiş.

Şiddet barbarlık mıdır? Uygarlık şiddet uygulamadan öldürmek midir? Yani okşayarak öldürürsek uygar mı sayılırız? Uygar sayılmak için hiç öldürmemek mi gerekir. Boş sorular. Şiddet önlenemez çünkü doğanın ana ürünlerinden biridir. Ana ürünü olunca da hava gibidir, her yerdedir. Bütün dinlerin doğuş sebebi şiddeti önlemektir ama sonuç ortadadır. Uygarlığa gelince şiddetle hiç alakası yoktur. Uygarlık hayatın kolaylaştırılmasıdır, o kadar: Evinde elektrik olan herhangi biri, katil bile olsa, mağarada oturan bilge kişiden daha uygar sayılır. Uygarlığın eski Türkçesi medeniyettir ve medine kelimesinden gelir. Medine de Arapça şehir demektir. Avrupa dillerinde de kelimenin kökü aynıdır.

Sinsi şiddet vardır. Bu şiddet türünün sessiz ve silik bir yaşantısı vardır. Ortalık yerde olmadığı için pek bilinmez. Ben çok önemserim. Örneğin, ‘Kahrından öldü,’ dendiğini duyduğumda, o kişinin sinsi şiddet türüne kurban gittiğini anlarım. Bu laf beni hep sarsmıştır çünkü kahrından ölenler ve son anda kurtulanlar gördüm; yavaş yavaş sessizce intihar edişlerini seyrettim.

Şiddet her yerdedir ve önlenemez,’ kuralına itiraz edenler var. Örneğin “Sevgide de mi şiddet var?” diyorlar. Ben de “Olmaz mı? Hak edilen sevgiyi vermemek veya verdikten sonra geri çekmek, en can yakıcı şiddet türlerinden biri değil midir?” deyince “Hay Allah, biz sevgi vererek şiddetin önlenebileceğini öğrenmiştik. Oysa sevginin içinde bile mi şiddetin tohumları gizleniyormuş,” diye şaşırıyorlar.

Eğer gerçek buysa, tek yapabileceğimiz iş: Var Olan Şiddeti Akıllıca Yönetilmeye Çalışmaktır! Hayatta ne yaptın, Halil, diye bana sorarsanız? Cevabım “Şiddeti akıllıca yönetmeye uğraştım durdum,” olur.

Çizgi: Turhan Selçuk

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.